Önceki işimde, çok yoğun
çalıştığım bir dönemde hayatın anlamını iyice sorgulamaya başlamıştım. Çok
çalışıyordum ve yoruluyordum, kendime ayıracak zamanım kalmıyordu, kalsa da
yorgun olduğumdan hiçbir şeye enerjim kalmıyordu. Gerçekten çok mutsuzdum,
hayat bu olmamalıydı, başka bir şekilde de yaşamak mümkün olmalıydı.
Bir çıkış noktası ararken
kendimi kuantum, secret benzeri öğretilerin içinde buldum. O seminer senin bu
seminer benim gezip duruyor bir dolu da para harcıyordum. Ben bu işlerle
ilgilendikçe çevremde ne kadar çok kişinin bu işlere girmiş olduğunu şaşırarak
gördüm. Herkes bana yeni bir seminer, kitap ya da danışman öneriyordu ve ben
sırayla hepsine gidiyordum. Bir süre devam ettim, kendimi kandırıp sorunlarımı
çözdüğüme inanmaya başlamıştım ki hepsinin aldatmaca olduğunu gördüm nihayet.
Mutluluğu hep dış faktörlerde
arıyoruz. Modern hayat bizi o kadar farklı yerlere savuruyor ki benim yaptığım
gibi işi daha da karmaşıklaştırarak olmayacak yerlere gidiyoruz mutluluğu
bulmak için. Bir süredir işten uzaktayım, bol bol vaktim var kendimi, hayatımı
düşünmek için zamanım var. Artık mutluluğu çok büyük şeylerde, hayatımı
değiştirecek kişi ya da olaylarda aramıyorum. Mutluluk küçük anlarda, sevdiğim
bir şarkıyı dinlerken, güzel bir kitap okuyunca, bir dostla sohbet edince,
başka birisine yardım edince, birini mutlu edince, güzel bir yere gidince,
sabah sağlıklı uyanınca… Hayatı o kadar karmaşıklaştırıp mutluluğu öyle
olmayacak şeylerde aramışım ki yıllarca şimdi farkına varıyorum. Sahip
olduğumun farkında bile değilmişim.