Telefonum bozulunca, bilmem
hangi coğrafyadan yolunu şaşırıp İstanbul’a düşmüş fırtınaya rağmen, bugün
Doğubank’ın yolunu tuttum. Akıllı telefonlara öyle alışmışız ki iki gündür elim
kolum yok gibi hissediyorum.
Otobüste herkes fırtınadan
bahsediyordu, bir adam Haliç’te kayıkların havalandığını anlatıyordu. Ben
Eminönü’ne vardığımda fırtına az çok dinmişti. James Bond filminin çekimleri
sebebiyle Yeni Cami’nin önü tamamen kapatılmıştı. Doğubank’a gidebilmek için
Mısır Çarşısı’nın solundaki çiçeklerin oradan yukarıya kadar yürüyüp dolaşmak
gerekiyordu. Herkes bu durum karşısında çok kızgındı.
Telefonumu yaptırdıktan sonra
aktarda Argan Yağı aldım. Hem cilt hem de saça çok iyi geliyormuş. Saçlarım
biraz fazla dökülüyor gibi geliyor bana, Dukan Diyeti’nin yan etkisi olarak da
birkaç kişiden duyunca iyice paniğe kapıldım. Argan Yağını denedikten sonra
paylaşırım işe yarayıp yaramadığını.
James Bond’un serinin bu
bölümünde görevi ne bilmiyorum ama benim görevim bugün Eminönü’nden Dukan’a
ihanet etmeden dönebilmekti. Eminönü, diyette olan birisi için çok tehlikeli,
her an bir koku, sağlı sollu dizilmiş yiyecekler aklınızı çelmeye hazır. Mısır
Çarşısı’ndaki çeşit çeşit lokumlar, şekerlemeler, kuru meyveler ve çerezler,
çarşının sağından ilerleyince kurukahveci Mehmet Efendi’nin sokağındaki
şarküteriler, en sevdiğim kebapçılardan Hamdi. Tabi ki hepsine direndim,
yanımda götürdüğüm kreplerden yiyerek ve sadece bir çay içerek eve dönebilmeyi
başardım. Benimki de en az James Bond’un görevi kadar zordu bence.
Bari bu fotografları koymayaydın. Benim de canımı istettin
YanıtlaSilİyi bir paylaşım olmuş. Buz firması olarak blogunuzda başarılar dileriz.
YanıtlaSil