Atak evresinin 2. gününde yine
aç ve mutsuz olarak attım kendimi sokağa. Biraz yürüyüş yapmak niyetiyle bir
arkadaşımla buluştum ama lodosu hesaba katmamışız. Lodos varken açık havada
kalmak migrene sahip olan şansızlar için kâbustur, benim için de öyle. Böylece
yürüyüş yapamadan kahve içip evlerimize dağıldık.
Eve döndüğümde yemek düşünmemek
için kendime bir uğraş ararken giysi dolaplarımı toplamaya karar verdim. İşe
giydiğim takımlar, hafta sonu kıyafetleri, kotlar, kazaklar bir dolu kıyafet
üstüme üstüme geldi sanki. Bir an cinnet geçirip hepsini birden atacağımdan
korktum. Dolaplar dolusu, çoğunu giymediğim, aylarca kredi kartı taksiti
ödediğim bu yığın o kadar anlamsız gözüktü ki gözüme. Artık bir işim de
olmadığı için bir kısmını bir süre giyemeyecektim zaten. Çalışıp kazanırken
sorun değil de şimdi bu birbirinin aynı siyah eteklere, pantolonlara,
hırkalara, ceketlere verdiğim paralara çok acıyorum.
Her kadın gibi ben de stresten
kurtulmak için alışveriş yaparım ama benim ve benim gibi şişman arkadaşlarımın
başka bir sebebimiz daha var. Şirkette uluslar arası bir toplantı, şirket
yemeği, seyahat, nişan, düğün, doğum günü, kokteyl, kutlama gibi her etkinlik
öncesi yeni bir kıyafet almak için düşerim AVM yollarına. Evdeki hiçbir kıyafet
içinde kendimi iyi hissetmiyorumdur çünkü. Sanki yeni bir kıyafet alırsam daha
iyi görüneceğime, hadi açık açık yazayım daha ince görünebileceğim ihtimaline
safça inanırım. Bu uğurda da gidip evdekinin aynı başka bir siyah kıyafetle eve
mutlu bir şekilde dönerim. Bu kısır döngü her etkinlikte aynı şekilde devam
eder. Hep bir umutla bizi daha ince, daha güzel gösterecek bir kıyafetin
peşinde hem zaman hem de para harcarız boşuna.
Yazdıklarını okurken kendimi buldum. Benim dolabım da aynı durumda.
YanıtlaSilBen zayıfladıkça fazlalıklardan kurtulmaya karar verdim. Bazılarını daralttırıp kalanları da dağıtıp rahatlayacağım.
YanıtlaSilZayıflamayı beklemeden giyinmediğiniz kıyafetlerden kurtulun. İnsan sahip olduğu kıyafetlerin %30'unu giyermiş.
YanıtlaSilFeng shui inanıyor musunuz bilmiyorum , ama der ki kullanmadığınız her türlü kıyafet, eşya sizin enerjinizi tıkar. Siz kullanmadığınız bu eşyaları yavaştan ayıklayın ve ihtiyaç sahiplerine verin. Daha da çok kilo verdiğinizi göreceksiniz. Enerji alanınız açılacaktır.
Dukan diyetininin zararlarını da söyleyemeden geçemeyeceğim. Aşırı protein tüketimine bağlı böbrek problemi yaşayabilirsiniz.
Ama diyetin beyinde başladığınız ve inanan(kilo vereceğine) insanlarında daha çok kilo verdiğini belirtirim
Sevgiler
Başarılar
bir diyetisyen(gerçekten diyetisyen :)))
Haklısınız, bu dolaplar dolusu kıyafet üzerime üzerime geliyor. En iyisi 44 bedenleri yavaş yavaş dağıtmak. Bir daha asla bu bedene dönmek istemiyorum.
YanıtlaSilDukan'ın riskinin farkındayım, hayat boyu ancak bir kez yapılabilecek bir diyet deniyor zaten. Ben proteini bile sınırlı tüketmeye çalışıyorum. Evet inandım ve başaracağım galiba!
Çok teşekkürler, sevgiler.
Not: Gerçek diyetisyenlere saygım sonsuz, kendini diyetisyen sanıp akıl verenlere yok:)
44 beden olup vermek istemediğin kaliteli kıyafetleri götür terziye daralttır. Önemsiz olanları ver gitsin Defne. Ama 1 adet kıyafet (44 beden) dursun, neden mi? en sonunda 15-20 kilo verdiğinde ,o 44 beden kıyafeti giyip resim çektirmen ve ne kadar zayıfladığını anlaman-fark etmen için. Belki bizimlede paylaşırsın ve bizde mutlu oluruz.
YanıtlaSilSevgiler
Bazılarını daraltmayı düşünüyorum. Bir tane kıyafeti tutmak iyi fikir, ben bir zamanlar neymişim diye. Umarım o kadar zayıflarım, tabi fotoğraf da çektirip paylaşırım tabi. İlham olur kilo vermek isteyen diğer insanlara.
YanıtlaSilSevgiler.
defne kilo verdnmi ne kadar verdn:?
YanıtlaSilYaklaşık 3 ay oldu ve 10 kiloyu geçti:)
Sil