2 Nisan 2012 Pazartesi

Gün 3: Yıllar sonra Film Festivali


Atakta 3 gün, ayrıca yıllardır tatiller hariç erken kalkıp çalışmak zorunda olmadığım ilk gün. 3 gündür ilk defa bu sabah http://dukandiyetim.blogspot.com/2012/03/lorlu-pancake.html tarifi sayesinde masadan karnım doyarak ve mutlu kalktım.

Gün 0’da anlatmıştım, aniden işimi kaybettim. Elimdeki bir miktar parayla bir süre idare edebileceğimi düşündüğümden bir süre baharın ve hayatın tadını çıkarmaya, kendimi dinleyip tazelenmeye kararlıyım. Dukan’a başlamam zaten bir ilk adımdı benim için. Şimdi sıra, yıllardır yoğun çalışmaktan yapamadığım şeyleri yapmakta. Sabah kalkıp güneşi görünce “iyi ki baharda işsiz kalmışım” diye sevindim. Benim gibi yeni işsiz kalan bir arkadaşımla Beyoğlu’nda buluşup Film Festivali’ne gitmeye karar verdik. En son öğrenciyken gitmiştim sanırım.

Yıllardır plazalardaki havasız ofislerde çalışıp yıllık 2 haftalık tatillerimizi de genelde İstanbul dışında geçirdiğimizden Beyoğlu’nun hafta içi kalabalığı bizi çok şaşırttı. İkimizin de ilk tespiti “bu kadar insan hafta içi sokaklarda ne arıyor?” oldu. Kahve içmek için girdiğimiz cafede sıra bekledik, nasıl olsa bilet buluruz diye gittiğimiz Atlas Sineması’nda 13:30 seansına zar zor yer bulup ayrı oturmak zorunda kaldık.

İnsan çalışırken herkesin kendisi gibi olduğunu varsayıyor. Herkes sabahın köründe kalkıyor, servise ya da arabasına binip işine gidiyor, bütün gün camı bile açılmayan ofiste bilgisayar başında çalışıyor, öğle yemeğini yine bilgisayar başında yiyip akşamın geç vakti eve dönüyor, bir şeyler atıştırıp dizi izlerken de uyuyakalıyor. Ertesi gün yine aynı kısır döngü. Bizim, ofiste çalışıyor sandığımız insanları sokakta görmek bizi bu yüzden çok şaşırttı.

Bugün, bahsettiğim kısır döngüden çıkmış iki şanslı olarak Film Festivali’nde iki güzel film seyrettik. İlki ünlü Rus besteci Çaykovski’nin eziyetli hayatını anlatan 1970 yapımı Yalnız Kalplerdi (The Music Lovers) http://www.imdb.com/title/tt0066109/. Hem çok güzel bir film hem de klasik müzik sevenler için bir Çaykovski ziyafetiydi. İkinci filmi Fitaş’ta seyrettik, 2011 Polonya-Almanya ortak yapımı Karanlıkta Kalanlar (In Darkness) http://www.imdb.com/title/tt1417075/. 2. Dünya Savaşı’nda Nazi işgali altındaki Polonya’da yaşanan gerçek bir hikâyeye dayanan bu film de çok etkileyiciydi.

Baharda aylak aylak gezip film seyretmek ne güzelmiş. 3. gün de böyle bitti işte, darısı kalan 2 atak günümün başına. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder